EKOSİSTEM
Ekosistemler, kara ekosistemleri ve su ekosistemi olarak iki grupta incelenir. Ormanlar, çayırlar ve çöllerin her biri bir ekosisteme örnektir. Bu ekosistemde en önemli etkendir. (Toprak, hava,nem,ışık ve sudur.) su ekosistemi okyanus, deniz, göl,nehir, ırmak ve sulak alanları kapsar. Su ekosisteminde en önemli etkenler sıcaklık, oksijen, mineraller ve ışıktır.
Kara ve su ortamlardaki ışık, sıcaklık, nem,tuzluluk vb. koşullar mevsimlere göre değişebilir. Güneş ışığının geliş açısının mevsimlere göre değişmesi ortamın azalması kara ve sularla buharlaşmayı artırır. Karalardaki nem oranı düşürebilir. Su ortamında buharlaşan ise tuzluluk oranının yükselmesine neden olabilir.
Mevsimlere bağlı değişiklikler ekosistemlerde yen alan canlıların yaşamsal düzenini de ekiler. Örneğin; kasım patı ve patates gibi bitkiler ilkbahar ve yaz mevsimlerinde ve sonbahar aylarında açar.
KARA EKOSİSTEMİ
Kara ekosistemlerinin bitki örtüsü, büyük iklim kuşaklarına göre, yerkürenin biyom olarak adlandırılan bitki oluşumlarıysa enlemlere göre dağılır. Mesela Kuzey yarıkürede buzul bölgesini tundra izleri; güneye gidildikçe tayga ve daha sonrada tropikal ormanlar gelir. Bu kuşakların dışında, farklı yüksekliklerde farklı kuşakları barındırır. Yükseldikçe, sınırları bölgelere göre değişiklik gösteren bitki örtüsü katları birbirini izler.
İnsanlar yeryüzünün doğal bitki örtüsünü büyük ölçüde etkiler. İnsan etkinlikleri tarımsal alanların oluşmasına katkıda bulunur. Tarım ve hayvancılık yapılan bölgeler, tarım ekosistemleri olarak adlandırılan basitleştirilmiş ve biyolojik çeşitliliği azaltılmış ekosistemlere dönüşmüştür. Bu ekosistemlerin çalışması bütünüyle dışarıdan enerji veya malzeme katkısına (toprağın işlenmesi gübre ve pestisitler gibi) bağlıdır.
Kara ekosistemlerinin çalışması büyük ölçüde iklim tarafından yönlendirilir; Zaten iklim bitki örtüsünün yaşam süresini de belirler. Ekvatordan kutuplara doğru gidildikçe birincil ve ikinci üretkenlik düzeylerinde ciddi bir düşüş gözlenir. Tundralarda hüküm süren sert iklim koşulları, toprağın çok uzun süre (9-10 ayı) su dolaşımını engelleyecek biçimde donmasıyla kendini gösterir. Buradaki bitkisel oluşumlar (bodur bitkiler, ağaç yokluğu) donar ve rüzgara uyum sağlamıştır ve bölgenin faunası fakirdir.
Buna karşılık, tropikal kuşaktaki ormanlar yıl boyunca fazla değişmeyen, çok uygun iklim koşullarından yararlanır. Biyolojik etkinliğin aralıksız sürmesi sayesinde bu kuşakta birinci üretkenlik en üst düzeydedir ve minarelerin yeniden çevrime girme hızı çok yüksektir. Bitki oluşumlarının ve hayvanların inanılmaz çeşitliliği, bu ortamlarda karmaşık zincirlerinin gelişmesini sağlar. Öte yandan göl ve gölet kıyıları, turbalıklar gibi kıtalar içlerindeki nemli bölgeler, insanın baskısı sonucu, önemini kaybetmiştir. Oysa gerçekte bu yöreler,biyolojik çeşitliliği yüksek, çok sayıda türün varlığını sürdürmesi açısından birincil öneme sahip bölgelerdir.
DENİZ EKOSİSTEMİ
Bir su ekosistemi en küçük su birikintisinden okyanusa kadar değişen ortamlardaki karşılıklı ilişkileri kapsar. Ortamların farklılığına karşın, suyun canlılar üzerindeki etkisi bu ekosistemde yaşayan canlılarda benzer özellikler yaratmıştır. Hem su, hem çok daha karmaşık yaşam biçimlerinin gözlendiği kara ekosistemlerini tek tek incelemek olanaksızdır. Bu sistemlerin topluca incelenmesi ise birçok önemli ayrıntının, fiziksel ve kimyasal bileşenlerin canlıların değişik çevrelerin özelliklerine göre geliştirdiği uyum biçimlerinin, enerji akışı ve besin çevriminde ortaya çıkan özelliklerin göz ardı edilmesine yol açar. Bu nedenle canlıların yaşadığı çevreler belli tipler altında toplanarak incelenir. Genellikle su ekosistemleri deniz suyu ve tatlı su (ya da denizler ve iç denizler) olarak ayrılabilir. İç sularda kendi içinde durgun sular (göller) ve akarsular olmak üzere iki alt bölüme ayrılır.
- Doğal seçilim, üreyen bir canlı nüfusunda, canlıya yarar sağlayan ırsi özelliklerin nüfusta görülme sıklığının sonraki nesillerde arttığı, canlıya zarar veren ırsı özelliklerin nüfusta görülme sıklığının ise sonraki nesillerde giderek azaldığı bir süreç olarak tanımlanmaktadır.
• Birbiriyle çiftleşebilen ve üreme yeteneğine sahip, ortak atadan gelen benzer özellikteki organizmalara tür denir. Geyik, köpek, kedi vb.
Kediler
Melek balıkları
• Belli bir bölgede yaşayan, aynı türden bireylerin oluşturduğu topluluğa populasyon denir.
Kaçkar dağlarındaki çengel boynuzlu dağ keçisi popülasyonu
İstanbul Emirgan'da lale popülasyonu
• Bir canlının yaşam alanı ya da arandığı zaman bulunduğu yer habitat olarak adlandırılır.
Şerafettin : Burası da benim habitatım,beni aradığınızda burada bulabilirsiniz.
Komünite: belirli bir bölgede,farklı popülasyonların bir araya gelerek oluşturdukları,uyumlu birlikteliklerdir.
• Belli bir habitattaki hayvan ve bitki topluluğu ile bu topluluğun içinde yaşadığı çevreden oluşan, aralarında madde alışverişi olan ve büyük ölçüde kendi kendine yeten sistem, ekosistem olarak ifade edilir.
• Bir ekosistemde yaşayan insanlar, hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroorganizmalar o ekosistemin canlı faktörlerini oluşturur.
Cansız faktörler ise hava, su, toprak, rüzgar ve güneş ışığıdır. Bir bölgedeki yağış, nem, rüzgar ve sıcaklık oradaki bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliğini belirler. Çöl ekosistemi , Deniz Ekosistemi , Orman Ekosistemi
• Canlılar yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadır. Bitkiler kendi besinlerini kendileri üretir.
Hayvanlar üçe ayrılır.
1-) Otla beslenenler
2-) Etle beslenenler
3-) Hem etle hem otla beslenenler
Bir canlının bir canlıyı yediği diğer bir canlı tarafından yenildiği zincire besin zinciri denir. Ör:Bitki – Çekirge – Kurbağa – Yılan – Baykuş
Her ekosistem farklı sayıda besin zinciri içerir ve bunlar bir araya gelerek besin ağını oluşturur.
Bir bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin ve çeşitlerinin sayıca zenginliği biyolojik çeşitlilik anlamına gelir.
Nesli Tükenmiş: Dinazor , Mamut
Dinazorlar
Mamutlar
Nesli Tükenmek Üzere Olan türler;
Akdeniz foku
Deniz kaplumbağası
Kelaynak
Alageyik
EKOSİSTEMDEKİ BOZULMALARIN ÇEVREYE ETKİLERİ
Ekosistemdeki bozulma bir bütün olan çevrenin yapı ve işleyişini olumsuz etkiler. Bazı varlıkların azalması diğer bazı varlıkların azalmasına da neden olur. Madde döngülerinin gerçekleşmesi zorlaşır. Sonuçta doğadaki enerji tükenmeye doğru gider.
1. Dünya Coğrafyasının Değişmesi
Ekosistemin yapı ve işleyişini oluşturan iklim, toprak, hava, bitki hayvan
gibi faktörlerin olumsuz yönde değişmesi çevrenin ekolojik özelliklerini de değiştirir.
- Uzun süren kuraklıklar sonucu bir ekosistemdeki bitki ve hayvan sayısı hızla azalır.
- Suların kirlenmesi sonucu suya ışık girişi azalır, suyun hava oranı düşer.
- Toprakta oluşan tahribat ve kirlenmeler önce bitkilerin sonrada diğer canlıların zamanla ölmesine neden olur.
- Ormanların kesilmesi ve yanması çevrenin çölleşmesine ve sonrasında küresel ısınmaya etkide bulunur.
2. İklimin Değişmesi İklim şartlarının değişmesi, ekosistemdeki canlı yaşam ve dağılışını
etkiler. İklimi değişen bir bölgede bazı canlılar göç ederken, bazı canlılar ölür veya şartlara uymaya çalışır. Ozon tabakasının incelmesi, ormanların azalması, havanın kirlenmesi, yağışların azalması, çölleşmenin başlaması bir bölgedeki iklimin ve coğrafik yapının değişmesine etkide bulunur.
3. Erozyonların Oluşması
Toprağın su ve rüzgar etkisiyle aşınıp, taşınmasına erozyon denir.
Çevredeki bitki örtüsünün azalması, şiddetli yağmurların yağması, karların kısa sürede erimesi, fırtınaların oluşması, toprağın yanlış sürülmesi, eğimli alanlardaki ormanların yanması gibi etkenler erozyonların oluşmasına neden olur. Erozyonlar sonucu bir bölgenin toprağı tahrip olur. Tarım toprağının ürün verimi azalır. Erozyonu önlemek için en etkili yöntem eğimli ve çorak toprakların ağaçlandırılmasıdır. Çünkü bitki kökleri toprağı tutarak erozyonla sürüklenmesini önler.
Erozyona uğrayan bir bölgede toprağın yapısı değişeceği için canlıların yaşamı da tehlikeye girer.
4. Su Kaynaklarının Azalması
Suların kirlenmesi ve kuruması sonucu çevredeki kullanılabilir su oranı azalır. Çevredeki su kaynaklarının azalmasına, yağışların düşmesine, tarımsal verimin düşmesine ve hidroelektrik santrallerdeki enerji üretiminin kısılmasına neden olur. Bu durum canlıların beslenmesini olumsuz olarak etkiler.Su oranı azalan topraklarda daha az sayıda bitki yaşar. Ortama uyan bazı hayvanlar bu topraklarda barınır. Kısacası çevre zamanla çölleşir. Doğal özelliklerini de zamanla kaybeder.
5. Enerji Kıtlığının Başlaması
Madenlerin azalması sonucu termik santraller, su kaynaklarının azalması
sonucu hidroelektrik santralleri, petrolün azalması sonucuda ulaştırma araçlarının kullanım oran ve verimi azalır. Enerji kıtlığının başlaması durumunda insanların sosyal yaşamı felç olur.
Besin zincirinin oluşumunu sağlayan enerji nakli gerçekleşemez. Ortamın biyolojik dengesi bozulur.
6. Canlı Çeşitliliğinin Azalması
Ekosistemdeki fiziksel ve kimyasal şartların değişmesi canlıların yaşama,
yayılış ve üremesini etkiler. Bozulan şartlara uyanlar yaşarken diğerleri yok olur. Çevredeki bitki sayısının azalması besin zincirindeki canlı tür ve sayısının azalmasına neden olur.
Örneğin, ormanların yanma ve kesilmesi sonucu buralarda barınan tüketici canlıların büyük kısmı ölür.
EKOSİSTEMLERİN BOZULMASI KÜRESEL ISINMAYI ARTIRIR. SERA ETKİSİ ARTAR.
SERA ETKİSİ: atmosferde CO2 gazı gelen güneş ışınlarını tutarak yeryüzünün ısı dengesini oluşturur. CO2 gazının artması bu koruyucu tabakayı kalınlaştırarak fazla güneş ışınlarını yeryüzüne geri göndererek yeryüzünün fazla ısınmasına neden olur. Buda doğal dengenin bozulmasına yol açar. Buzullar erir. Mevsim geçişleri yaşanmaz. Su kıtlığı yaşanır dolayısıyla besin kıtlığı oluşacak. Bunlardan başka canlı türleri yok olmaya başlayacak. Doğal afetler çoğalacak.